GALİA-18 Yıl Sonra

On sekiz yıl önce Zürih’te tanıdığım Peru’lu bir kadının sözlerinden  İnkalar gözüme istila etmişti. Galia minicik, kahverengi gözlü, küt kâhkül saçlı, kırk yaşlarındaydı. Machu Picchu’yu, ülke insanının sıcaklığını doğa güzelliklerini övmüştü. Vatan severdi ama ekonomik şartları onu Avrupa’da işçi olmaya zorlamıştı. Oğlunu alıp gelmişti. Avrupalı bir adamla birlikte yaşıyordu. Dertliydi bana göre.

Akşam yemeği başladığında o kadın birden ortamı değiştirmiş, Peru geleneksel kıyafetlerini giyip, gitarı eline aldığı gibi  dansa başlamıştı. Ağız dolusu coşkusu, Güney Amerika’nın küçük kadınını dev bir mutluluk anıtına dönüştürmüştü.

O doğal neşesinde sarhoş olurken, durur muyum? Bende diğer eteği   giyip pembe şarapla çılgın partinin dibine vurmuştum.

Yaşını sorduğumuzda, rakam vermemiş cevabını da şarkısının içinde yer alan bir Peru Atasözü ile vermişti.  “Erkek yaşını saklamaya, kadın ise saklamamaya başladığı zaman yaşlanmıştır.” hoşumuza gidince bu sözler, biz de Türk usülü üstüne epey espriler yapıp gülmüştük.

Ayrılırken “Bir gün gidersen oralara beni hep hatırla” diyerek çevre ülkelerinin atasözlerini de şöyle yazmış.

Bolivya atasözü : “Sevmek keman çalmak gibidir, bilmeyen kötü sesler çıkarır.”

Şili Atasözü:  “Güzellik, tabiatın kadınlara verdiği ilk hediye, aynı zamanda geri aldığı ilk şeydir.”

İşte yıllar önce anılar sandığımdan çıkardığım bu hatıralarıma, hayalime doğru ŞİMDİ YOLA ÇIKIYORUM.

O gece giydiğim eteğin o pembe rengi, Galia’nın özgür dansı, vatan hasreti, geçim derdi, içtenliğin güvenin büyüsü  beni BİR GÜN mutlaka dediğim an’a taşıyor.

Bu sefer etek sarı değil, pembe…. Renklerin çıldırmış olduğu ülkelerde kaybolmaya gidiyorum.

CANLI- CANSIZ ne varsa kayıt edip sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Birlikte seyahat ederiz belki de kim bilir.

Bilge-10.12.2018/İzmir

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.