Eğitim ve Kitap

Bir kitap kurdu olarak Wikipedia’ dan aşağıdaki yazıyı okuyunca beni aldı bir düşünce.

“Celsus Kütüphanesi, İzmir, Selçuk’a bağlı Efes’te bulunan bir kütüphane kalıntısı. Roma döneminde 110-135 yılları arasında inşa edilen kütüphane iki katlıdır. Zamanında 14.000’e kadar kitaba ev sahipliği yaptığı düşünülmektedir. Yapının kalıntıları üzerinde yapılan çalışmalar, ön cephenin iki katlı görünümüne karşın, yapının üç katlı olduğunu göstermektedir. El yazmaları rulolar halinde, galerilerden oluşan üst katlarda saklanmıştır.

3. yüzyılda bölgeyi etkileyen depremler sırasında okuma salonu yanmış, ancak daha sonra tamir edilmiştir. Ön yüzünün yine Orta Çağ’da yaşanan bir deprem sonucu yıkıldığı sanılmaktadır. Depremde ön cephesi haricinde diğer kısımları yıkıldığından uzunca bir süre sonradan yapılan bir çeşmenin görkemli arka duvarı olarak kullanılmıştır.”3.yüzyıl daki okuma sevdası ile şimdiki arasında epey git-gel ler yaşadım.

OKU’manın önemi çağlar ilerledikçe azalıyor korkusuna kapıldım. Gerçi artık dijital ortam, internet klasiği, hızlı kitle iletişim araçları var diyip kendimi avundurmaya çalıştım ama yine de düşünmekten kendimi alıkoyamadım.
Oysa her sokakta kütüphane olsa, kitap okuma yarışmaları, yorumlama teknikleri gibi çalışmalar dantel, örgü, yemek gibi yarışmalarının önüne geçse ne güzel olurdu.

Kadınlar günlerde, yemek kitaplarına bakarak uygulanamayan yemekleri konuşup, doğrusunu birlikte yazarak çıkarsalar…

Erkekler kahvede oturup tavla okey oyunlarında başarısız olunca kitap hediye etme zorunluluğuna düşse.

Yetişkin çocuklarımız internette oyun oynamayı bırakıp, yine internetten kitap okuyup sayfalarındaki imla hataları aramaya odaklansa, anlamadığı cümlelerde yazara mail atsa.

Küçük çocuklarımız geniş hayal dünyalarını resim yapmaya yöneltirken özellikle reklam, kitap kapağı tasarlama, geliştirme gibi konularda eğitilse.

Bahçesi olan komşularımız, bir bitkiyi ekmeden önce bir elinde kürek, diğer elinde bahçe çiçeklerinin ekimi ve bakımı kitabını okuyarak işe başlasa.

Marketlerimiz, bakkallarımız artan fiyat artışlarını ellerindeki gazete ile bize okusa, yumurtanın fiyat artışını anında belgeleme şansını kullansa.

Besteciler, söz yazarları şarkının oluş aşamalarını tek tek yazsa, duygularını da bilsek.

Sevgili evcil hayvanlarımız dertlerini çıkardıkları bir CD yada kitap ile anlatabilseler.

Ben nerdeyim? Ne SELÇUK ta 3.yüzyılda ne de 21.yüzyıl sonlarında.

Henüz yazılmamış bir kitabın bir cümlesinde, kelimesinde, harfinde.

Tek bildiğim gerçek şu an masa başında, sağımda solumda kitapların arasında ama bilgisayar başında.. Gelinen durum budur. Dönüşüm, gelişim. İnsanlığın geldiği durum bu. Gittikçe okumaktan, insanlıktan, duyarlılıktan uzaklaştığımız bir erimeye doğru ama DOĞA’ya doğru.

Yeşil renkli bir kitap kapağı oluyorum ve evrimleşmenin dinamiği içinde sayfalarda yerimi alıyorum.

“Kendini okuyan insan olmak daha önemlidir” diye bilinç yükseltiyorum.

Okuyalım, Kendimizi tanıyalım, Kendimizi bilelim.

Yeryüzünde kütüphanelerinde hepimiz birer kitap olalım.

Rahatlıyorum…

Bilge Öztoplu
Profesyonel Koç, NLP Practitioner

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.