Haber Kaynağı: HABER MALATYA 44
Tarih: 31 Mayıs 2021
“Zahmet ve Rahmet”
Zahmet ve Rahmet…
Tam “Pandemi, ölümler, hastalar, kısaca gidişattan moralsiz, neşesiziz, kiminle konuşsam mutsuz ve yarına güvensiz bakıyor” diyordum ki tesadüfen şehirlerarası otobüs garında çok mütevazi bir edebiyat öğretmeni ile tanıştım. Mezun olmuş olan öğrencileri onu yıllar sonraki buluşmalarına davet etmişlerdi. Hatta otobüsle de topluca onu almaya geliyorlardı. Bekliyorduk beraber. Kısacak sohbetten sonra oğlumun dil bilgisi öğretmeni olduğu ortaya çıktı. Mehmet Hoca, ileri yaşına rağmen hemen hatırladı öğrencisini isim soyadından.
Kalabalığa rağmen biraz da olsa konuşabildik. Son cümlesi ile moralimi geri alacağım o vurgunu yedim.
-Yazmayı, okumayı ve umut etmeyi hiç bırakmamalı, dedi.
Öğretmenin ellerinden öpüp, yolda düşüncelerim ön koltuktan gecenin karanlığına, oradan da otobüsün farlarının önüne düşüyordu…
Evet. Ne anlamalıydım duyduklarımdan?
Bir öğretmen çocuğu olarak hemen bende umutsuzluğumu yeniden umutla yeşertmeliydim.
Farkında olarak izlediğimiz süreçlerdi bunlar. Bu sefer bilinçli seyrediyorduk olanı ve olmakta olanı.
Rahatsızlık farkında olduğumuz için daha da derinleşiyor olsa da bir şeyler de oluyordu diğer yandan.
Günlük hayatımızı gözümün önüne getirdim. Baktım ki insanlar arası yardımlaşma arttı. Bir diğerine merhamet, empatik dinleme ve özellikle olanı anlamaya çalışma daha da belirginleşiyor. Bu hissedilebilir halde artarak da devam ediyor. Kendini güvensiz hisseden birey bir diğerine sokularak bazen kendi duygusuna benzer duygularla bazen de konuşmadan göz göze aynı dili, duyguları paylaşır olmaya başlıyor.
Kıymetini bilmediğimiz güzel günlerin hüznü, bir şeyler yapamamanın üzüntüsü, beklemenin umutsuzluğu bizi aslında bir yerlere taşıyor. En önemli de; birbirimizi kendimizden bakarak anlayabilmek… Bu anlamda Empati/duygudaşlık her geçen gün gelişiyor.
Negatif enerjinin/düşüncelerin zamanı gelince bir cam vazo gibi kendini tuz buz edeceğini, tam tersi iyi niyet ve pozitif enerjinin/düşüncelerin bir okyanus gibi dalga dalga kendisini büyüttüğünü de biliriz. İşte bunu hiç bırakmamalıyız.
Yaşadıklarımızdan öğrendiğimiz öğretiler her geçen gün hızla artıyor. Duygularımızın ışığında düşüncelere daldıkça derinleşiyoruz. Fısıldanan şeyi anlamak durumundayız.
“Bir şeyin farkında değilsek zıtları, zıtlıkları, istemediğimiz olayları yaşar ve üstümüze çekeriz. Eğer farkına varırsak benzerlerimizi, tam istediğimizi, sevdiğimiz olayları çeker ve yaşarız”(İlişkiler Okulu Kitabı)
İşte söz konusu olan burada yaşadığımız olayların her birimizde ne gibi öğretisi olduğunu anlayabilmek. Alınan öğretilerle birbirimizi, farklılıklarımızı anlamak, etkili iletişim kurmak, empati yapmak bizi yolda tutacak değerler olarak sıralanabiliyor.
– Ben de olan sende de oluyor mu?
– Benim ki daha farklı. Beni zorlayan şey kabuğumu çatlatanmış. Nedenlerini araştırıp, bilgi toplarım. Bakış açımı değiştiririm, gönüllü davranış değişikliğine giderim. Öğretisini alır cebime koyarım. Artık zorluk çektiğim konuya ait farkındalığım sebep-sonuç ilişkisiyle var demektir.… vs. gibi.
Yaşam yolunda özel hayatımızda, çevremizde, toplumumuzda, dünyada her ne oluyorsa bunun bize bir şey düşündürmesi gereken süreçlerden geçiyoruz. Birbirimize sokularak, ısınarak geçirdiğimiz nice kışlar gibi bahar geldiğinde ısınıp sevineceğimiz yeni günler için kendimizi sarsmamamız gereken dönemler bunlar.
Daha çok yazarak, okuyarak, kendimizi tanımaya çalışarak, dinamik, aktif, gerçekleri kabul ederek ve çağa uygun yeniden yapılanarak adım adım ilerlemek, süreçlerimizi rahat atlatmamızı hızlandıracaktır.
Kolay olmayabilir. Zor kazandıklarımızı çabuk kaybetmişsek bunları yerine koyma ve sahip olduğumuz farkındalıklarımızı koruma zamanıdır. Bizi bize götüren en önemli hazine bunlardır.
Farkındalıklarımızın farkında mıyız? Fark ola, nasip ola
Hocam, seninde ömrün bol ola. Zahmet getiren bu yaşam, öğretisiyle Rahmete hizmet ediyormuş. Bir an kaldırdım baş harflerini hem zahmetten hem de rahmetten geriye Ahmet kaldı. Hamd etmek kökünden “övülen” anlamını kendimce şöyle bağladım. Her deneyim, öğreniş var oluşumuza şükür dediğimiz, hamd ettiğimizin içeriği değil midir? Farkındalıkla kendi kemaletine doğru devir ettikçe, yaşadıklarından öğrenmenin tadında insan olmaz mıyız? Oluruz hocam oluruz…
Gelecek günlerin hep bahar havasında olması dileğiyle,
MERHAMET, METANET ve ŞEFKAT rehberliğinde nice güzel ve aydınlık günlere…
BilgeCE