Sevgililer, Ne Kadar Samimisiniz?

Her şey çok çabuk tüketiliyor. Yaşam içinde ki dinamikler her saniye değişiyor.

Sosyal doku bir ebru gibi olmamız gerekirken şu an görünen, ayrışan farklı renklerle akıyor, bulanıyor, çerçevesinden akıyor ve görüntüsü gittikçe çürüyen, düştü düşecek kaleye benziyor.

Ve bu karmaşık sistem içinde  bizler “SEVGİ”  gibi yaşamsal en önemli değerlerimizden biri olan ortak değerimizi de tüketip ayrışmış şekilde çirkin tablonun içinden bir yağ gibi sızdırmaya çalışıyoruz.

Sevgilisi olan “Acaba bana ne hediye alacak ?”derdini, yarın kaygısına dahi yeğlemiş.

Sevgilisi olmayan bir keder içinde “Hep böyle mi kalacağım?,  yaşlandığım da ne yapacağım?”

Sevgilisi olup kıymetini bilmeyenlere sözüm yok. Devam etsinler nasıl olsa gelecek sene yalnızlıktan şikayet ederler.  Öğretisi epey anlamlı olur.

Sevgilisi olup, onu aşırı yüceltmiş olan, kendisini değersizleştirenler ise mutlaka ayrılırlar. Kimse kendini değersiz bulanı sevmez.

Sevgilisi olup aşırı vericilik yaparak onu elinde tutmaya çalışanlar, sizin de çok şansınız bir yere kadar. Kaybetme gibi fark ettiğiniz korkularınızla yüzleşin isterim.

Bununla ilgili saatlerce yazıp konuşabilirim.

Mesele bu değil !

Soruyorum, eşit ağırlıklı ilişkiniz var mı? Karşılıklı değer verip değer görüyor musunuz? Kendinizi onun yanında özgürce yargılanma korkusu olmadan ifade edebiliyor musunuz? Kendiniz olabiliyor musunuz? Güven içindeyim, ona bağımlı değil sadece onunla sağlam bir bağ kuruyorum diyebiliyor musunuz?  Bir ilişkim var demek için değil ortak değerlerimiz ve insan olma değerleri üzerinden beraberiz vs…

Soruları daha da  çoğaltabilirim. Mesele bu da değil.

Mesele böyle bir ilişkiniz varsa 14, 15 ….365 günü kutlayın her saniyenizi.

Kutlayın, koklayın, sevin.

Eğer psikolojik ihtiyaçlara dayalı ilişki içindeyseniz ve kaybetmekten, reddedilmekten, değer görememekten, eksikliklerden, beklentiler yüzünden ilişki içinde ya da ilişki isteği içindeyseniz  bir an önce uyanın….Siz sevgililer gününü değil sevgiyi  bile kutlayacak durumda değilsiniz.

Havuzda SEVGİ var gibi görünen MIŞ’lıkları fark etmeniz gerekir. Neyin kutlaması?

Bu ancak tüketim toplumunun yarattığı satış politikası nehrinin içinde sürükleniyorsunuz demektir.

Diyelim ki oyun içinde oynamayı bilinçle seçiyorsunuz. O zaman sorun kendinize…

Biz gerçekten SEVGİ DOLU SEVGİLİ MİYİZ?, EŞ MİYİZ? DOST MUYUZ?

( Hatırlayın: Gerçek sevgi kutsanır, kutlanır alkışlanır)

Dışarıda, evde   AŞK’ın sevgiye dönüşmüş en yalın halinde demleneceğiniz , nice güzel bağlarınız, sözleriniz, kelamlarınız olsun..

Diz dize, göz göze…

Sahici, dürüst, içten olanı kutlayın, coşun her gün!

Bilge Öztoplu
Profesyonel Koç, NLP Practitioner

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.