Bazen… diye başlanır hep yalnızlık cümlelerine. Ben de aynısı yazarsam bunu teyid etmekten korkarım.
Derler ya kimilerine göre yalnızlık bazen güzeldir, bazen acımasızdır, kim bilir ?
Ben bunun yerine yalnızlığın insana kazandırdıklarından, hediyelerinden bahsetmek ve dikkatinizi buraya çekmek niyeti ile seslenmek isterim.
Öncelikle bugüne kadar yalnızlıktan ne kaybettik? diye soralım kendimize. Aklınıza gelenleri sıralayalım: karnımızda ağrı, hüzün, acınma durumları, ifade edememek, empati görememek, hep ben verdim karşılık alamadım. Beni kimse anlamıyor, off ki ne off. Yandık bittik. Yaşamayalım sanki.
Kendinizi yalnız hissettiğinizde siz , duygularınız, düşünceler ya da yargılarınız, endişe ve korkularınız ve de en önemlisi değerlerinizin hepsi olursunuz… Bunlar meydana çıkmış çılgınca ifade bulmuş gibi beyniniz de uçuşmuş durumdadırlar. Bilinçaltınız da sizi arşiviniz de olumsuz ne varsa hepsini alttan destekler. Yalnızlıktan alacağınız O değerli öğretinin tadına varamadan, ya da hediyeyi alamadan geçici eylemler ile bunu çözmeden unuttuğunuzu sanırsınız. Her konu böyledir esasında. Dikkat kesildiğiniz konunun çözülmemesi size daha sonra tekrar rahatsız edecek bir potansiyel şeklinde arşivlerinizde duracaktır. Ve üzgünümkü bu size mutlaka yol, su elektrik olarak geri dönecektir.:))
Yalnız, noktasından ayrılmadan,
Sırayla soralım, “YALNIZLIK” için yüklediğiz anlamlar nelerdir. Yalnızlık sizin için neden önemlidir?
Kendinizi yalnız hissettiğinizde bedeninizde, duygularınızda ki neler oluyor, tarif etmeye çalışın.
Yalnız üzerindeki yargılarınız, düşünceleriniz nedir?
Yalnızlık yerine ne olsun isterdiniz? Bunun için neler yapmalı ya da olmalı?
Yalnız olduğunuzu hissettiğinizde bunun size kazanımları hep ne olmuştur?
Bu sorulara cesaretle cevap verebiliyorsak artık devamını getirebiliriz. Yalnızlık bir şekilde derin dinlenmedir. Susarak çok şeyi muhakeme edebildiğiniz bir süreçtir. Çoğu zaman bir hamle yapmadan, yada yaşadığımız ani olaylardan dolayı enerjimizin bozulduğu durumlarda yalnızlık içinde dengeye geliriz. Bu süreci bilinçli yaşamak zorundayız.
Başkası neden oldu benim bunları böyle hissetmeme demek ise daha da işinizi zorlaştırır. Bu yaşamanız gereken süreci kabul etmemektir. Sessizliğe, alacağınız acı-tatlı öğretilere direnç gösteriyorsunuz demektir. Yalnızlığa olan direncinizi fark edin. Yalnız hissedersem ne olur ? sorusu sizi epey derinleştirir. Sordukça cevaplarınızı duyun. Üzerinde ki duyguyu fark edin. Yargılarınızı değiştirin. Bu yargılar hangi korkunuzdan kaynaklanıyor, isimlendirin. Bunlar genellikle değersizlik, kaybetme, onaylanamama, başaramama, ölüm, kenarda tutulmak, fark edilmemek gibi korkulardan olduğunu görürsünüz. Bunların üzerinde biraz yoğunlaşın. Yalnızlığın size kazandırdığı o gün kü hediyesini mutlaka alacaksınızdır. Alın ama not almayı unutmayın !
Yalnızlık, aslında bizi, yeni gelecek bir sürece alt yapı hazırlatma derinliğidir. Kalabalıklar içinde bunu bilemez hatta hissedemezsiniz. Yalnızlık; sessizliğin bilincinde farkındalık ve yaratma gücüdür.
Fotoğraftaki genç kadının sırtını dayadığı, ona bilgeliği kazandıran dağ gibi güçlülüktür yalnızlık. Karşıya hep karşıya bakarken emin adımlarla yürümenizi söyleyen yaratıcının desteğidir biraz da.
Başınıza taktığınız kırmızı meydan okumanın, BENDE VARIM’ın sınanmasındır.
Umut için yeşillenirken beyaz elbisemiz ile masumiyetimizdir yalnızlığımız. Elbisenin içinde saf ve temiz duygularla duran Ben’liğimizin kimseler tarafından hasara uğratılmasına izin vermeyişimizin bedelidir yalnızlık. SEN demenin zaferidir biraz da..
Yalnız olan siz değilsiniz, yalnızlığa yüklediğiniz kelimeler yalnız anlamlardır. Gönderdiklerinize, çekip gidenlere sizi yalnız bıraktılar diye hayıflandıklarınıza değil, onlar varken duyduğunuz duygulardır tüm özlemleriniz. Bireyleri değil o duyguları size buradan hediye etsem sesiniz hiç çıkmaz hemen kabul edersiniz belki de. Sorun, sizde uyanmış duyguları yeniden yaşama isteğidir.
Giden gitmektedir… Ama o yaşattığınız ve sizden olan duygular aslında hep sizin içinizdedir. Yalnız hissettiğinizde bu duygulara yeniden sarılmak varken bunu kişileri bağlamak doğru mudur?
Aslında yalnız değilsinizdir!
Sadece sizdeki yaşayan duyguları göndermiş ve özlemini çekmektesinizdir.
Geri almak ise size bağlıdır.
Yalnızım ama tüm duygularımla buradayım.
Kolay olmayacak, elbet seveceğim !
Yalnızlıktan bir sürü hediyemi alacağım.
Süreç bana gülümsüyor, yeni bilgilere koşuyorum.
Ben yalnızken de çok hoşum.
Yalnızlık, ben istediğim sürece ancak var olabilir.
Kendi içimdeki yaratıcı ile bir bütünüm! Tamamlanmak güzeldir. Kendimi gerçekleştiriyorum.
Yalnızlığımız yerine TEK BAŞINALIĞIMIZ, tam bize göre olsun…
Bilge Öztoplu
Profesyonel Koç, NLP Practitioner
Bugunlerde nasil guzel bir yazi❤kusacak kadar yalnizken..Hediye..
Çok teşekkürler var olunuz…sevgiler
Geliştirdiğim onca algoritmaya rağmen yine kulaklığımı takıp gece geç saatlere kadar yürüyorum evime yakın bütün sokakları. Mesela gece belli bir süreden sonra bütün trafik lambaları sarı yanıp sönmeye başlar. Sonra karnın açsa sabaha karşı dörtten itibaren pastanelerden poğaça bulabilirsin. Etrafta seni ürküten sözde serseriler varsa korkma. Eğer biraz insancıl yaklaşırsan seninle biralarını bile paylaşırlar. Üst geçit kolonlarında bir çıkıntı bulursa korkma zamanla alışırsın yüksekliğe ve öyle güzel eser ki araçlar geçerken. Bazen araçlar bile durur, sözde sorumluluk duygusu olan hıyarlar kendince intihar edeceğini sanır ve ezberlenmiş cümleler kurarlar şaklaban gibi. Bütün bu öğretilerin yanında karaciğerin iflas eder, miden sana ulu orta diz çöktürür, insanlar sana serseri gözüyle bakarlar ve bum! Bu boktan dünyanın lüzumsuz insanlığı arasında gebermeye gün sayarsın. İşte, çok saygıdeğer Bilge hanımcığım hayat tantanası içerisinde bazı şeylere uyanan bireyler yalnızlığı bir öğretici olarak değil de ruhunu ve bedenini kemirip bitiren bir güve gibi görürler. Ne demiş adamın biri “Eğer farklıysan, yalnızlığa mahkum oluyorsun.” Teşekkür ederim.
Yazıma katkınız onurlandır. Çok teşekkür ediyorum.
Güzel bir yazı gerçekten de.Korkularımla mücadele kararı almıştım bir iki yıldır ve güzel bir aşama katediyordum.Bu yazı bana umutsuzluktan, zihin yorgunluğundan ve de sanırım belirsizlikten dolayı farkedemediğim bir gerçeği farkettirdi:Yalnızlıktan korktuğumu; daha doğrusu yalnızlık hissinin beni yeniyor olduğunu anladım.Yalnız kaldığımda değersiz hissediyorum ben de, Musa’nın tek başına dimdik duramayacağına dair kalıplaşmış inancım günyüzüne çıkıyor, özgün biri olamayacağıma dair inancım da öyle ve sanırım bu başka şeylere de sirayet ediyor. Olumsuz düşünceler ekmek kuyruğundaymışçasına bağıra çağıra sahneye çıkıyorlar: Gelecek kaygısı başı çekiyor(20 sindeyim bu arada:)), bir şeyler bilmenin -pozitif bilimlerle ilgili mesela- gereksiz olduğuna dair ezici inançlar doğuyor zihnimde, hayat ne kadar boş diye düşünüyorum, böyle olunca hiçbir şeyi normal bir şekilde yapamıyorum mesela bir futbol videosu izleyeceğim ya da oyun oynayacağım bunu bile keyifli bir şekilde yapamıyorum andan kopuyorum ve zevk alamıyorum.Bir şeylerden kaçıyorum sanki böyle zamanlarımda -birileri beni izliyor da utanıyormuşum gibi-elim telefonuma gidiyor amaçsız bir şekilde. Bir şeylere bakıyor henüz girdiğim bir uygulamaya tekrar giriyor yeni bildirim olmamasına rağmen telefonu da elimden bırakamıyor ve googleda burayı bulmama da neden olan yalnızlık temalı arayışlarıma başlıyorum en son. Geçici çözümler buluyorum anlayacağınız.
Bana güzel şeyler hissettiren insanın fotoğraflarına bakıyorum ve bu acı veriyor genelde ,aslında ondan çok onunla yaşadığım duyguları ve hisleri özlediğimi kabul ediyorum ama yine de düşünüyorum ki ben onun yanında 500 sene hiç yalnızlık çekmeden yaşardım ,imkan olsa.
Yalnızlıktan korktuğum gerçeğini kabul ediyorum. Korkularımla başa çıkma konusunda kararlı olduğumu da biliyorum. Yalnızlık korkumu yenersem ne olur , bu nasıl olur bilmiyorum ama şuan kendimi bununla mücadele etmeye adıyorum. Güzel ,yaratıcı ve anlamlı yazınız için teşekkür ederim. Sevgiler, saygılar:)
Çok teşekkürler Musa bey… Sizin kendinizi duymaya hazır olduğunuz bir anda yazı gelmiş size mesajını vermiş gitmiş. Bu anlamda biraz umut, feyz vermişşe mutlu olurum.
Bir söz vardır yazanı bulamadığım, birisinin bir davranışı, bakışı, hareketi sizde de aynı davranışa harekete dönüşmüşse bilin ki ne yalnızsınızdır, ne de terkedilmiş…
Sabahın bile bir sahibi var…Ne mutlu gecenin karanlığında aydınlığı görene. Yolunuz açık olsun.
Bilge
Teşekkürler.